Öğr. Gör. Aylin TUTGUN-ÜNAL
Maltepe Üniversitesi
Ar. Gör. Vildan KATMER-BAYRAKLI
Maltepe
Üniversitesi
ÖZET
Bu
çalışmanın amacı öğretmen adaylarının sosyal medyanın eğitimde iletişim amaçlı
kullanılmasına ilişkin görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Araştırmada nitel
araştırma desenlerinden olgubilim (fenemonoloji) deseni kullanılmış olup
araştırmanın çalışma grubunu 2013-2014 eğitim öğretim yılı Güz Dönemi’nde “Bilgisayar I
” dersine devam eden 75 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri
öğretmen adaylarından yazılı olarak alınan görüşlerden elde edilmiştir. Elde
edilen verilerin analizinde nitel veri analiz yöntemlerinden içerik analizi
kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının büyük bir bölümünün
sosyal medyanın eğitimde iletişim amaçlı kullanılmasına yönelik olumlu görüş
bildirdikleri ortaya çıkmıştır.
Anahtar
Kelimeler: Eğitim, Öğretmen adayı, Sosyal medya, Twitter
Giriş
Bilgi
ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte son yıllarda
kullanımı gittikçe artan sosyal medya, iletişim alışkanlıklarımızı ve buna
bağlı olarak iş yapış şekillerimizi değiştirir hale gelmiştir. Yeni iletişim
ortamı olarak popülerliğini koruyan sosyal medya çoğunlukla yeni nesil
tarafından kullanılmaktadır. Yeni nesil bu mecralarda sosyalleşme
ihtiyaçlarının çoğunu karşılar hale gelmiş, günlük iletişim alışkanlıklarının
neredeyse çoğunu sosyal medya ortamlarına adapte etmiştir. Sosyal medyanın bu
denli yaygın kullanılması eğitim alanındaki iletişim alışkanlıklarımızın da
dönüşümünü beraberinde getirmiştir. Yeni iletişim ortamlarının gelişmesi ve her
kesimden bilgi ve iletişim teknolojilerine olan ilginin artması, sosyal
medyanın gücünü arttırmakta, sosyalleşme kavramına da yeni bir boyut
kazandırmaktadır (Vural ve Bat, 2010). Bu bağlamda sosyal medyanın eğitim
amaçlı kullanımı ile ilgili araştırmalar alan yazında da kendini göstermektedir
(Masic ve Sivic, 2011; Stanciu, Mihai ve Aleca, 2012; Tutgun-Ünal ve Köroğlu,
2013). Özellikle genç nesil, arkadaşları ve öğretim elemanıyla sosyal ağ
kurarak çevrimiçi haberleşmeyi tercih etmekte olduğundan, pek çok eğitim
ihtiyacını (bilgi edinme, soru-cevap,
danışmanlık vs.) sosyal medya aracılığıyla iletişim kurarak karşılamak istemekte
ve sosyal medyayı, e-posta göndermeye veya yüz yüze görüşmeye tercih etmektedir.
Mitchell (2009) ve Stevenson ve Liu (2010)’nun “informal öğrenme” ortamı olarak
belirttikleri sosyal medya ilgili pek çok araştırma, öğrencilerin gündelik
hayatta sosyal medyadan ne şekilde faydalandıklarının ve ne tür aktivitelerde
bulunduklarının üzerinde durmuştur (Karal ve Kokoç, 2010; Usluel ve Mazman,
2009; Mitchell, 2009; Stevenson ve Liu, 2010; Tutgun-Ünal ve Köroğlu). Ayrıca, alan
yazında, bu aktivitelerin bir derse adapte edilerek sistematik olarak
yürütüldüğü çalışmalara da rastlanmaktadır (Büyükşener, 2013; Keleş ve Demirel,
2011). Karal ve Kokoç’un (2010) sosyal medya kullanım amaçları ölçeğinde yer
alan “Okul proje/ödevleriyle ilgili araştırma yapma”, “Eğitim amaçlı grupları
ve etkinlikleri inceleme”, “Güncel, farklı bilgiler ve düşüncelerle karşılaşma”
ve “Yabancı dil bilgisini geliştirme” gibi eğitimsel amaçlara öğrencilerin
yüksek oranlarda olumlu görüş bildirdiği, sosyal medyanın eğitim amaçlı
sorgulanmasına yönelik elde edilen araştırma sonuçları arasındadır (Akyazı ve Tutgun-Ünal,
2013).
İletişim
amacıyla yaygın kullanıldığı görülen sosyal medya uygulamalarından bir tanesi
de Twitter’dır. Eğitim-öğretim sürecindeki öğrenci-öğretmen iletişiminin son
zamanlarda yaygın olarak kullanıldığı görülen Twitter üzerinden yürütülmesinin
etkili olup olmadığını belirleyebilecek çalışmaların öncelikle geleceğin
öğretmenleri olacak olan öğretmen adayları ile çalışılmasının gayet doğal
olduğu açıktır. Bu tür çalışmalar öğrencilere sosyal medyanın eğitim amaçlı
kullanılabileceğine dair anlayış geliştirmelerine ve bu vesile ile bu
mecralardan ileride mesleki hayatlarında ne şekilde yararlanabileceklerine dair
bir anlayış oluşturmalarını sağlayacaktır. Bu noktadan hareketle araştırmanın
problem cümlesi “Öğretmen adaylarının sosyal medyanın eğitimde iletişim amaçlı
kullanılmasına ilişkin görüşleri nelerdir?” olarak belirlenmiştir.
Yöntem
Yorumlayıcı paradigmaya sahip olan bu
araştırmada, öğretmen adaylarının sosyal medyanın eğitimde
iletişim amaçlı kullanılmasına ilişkin görüşlerini tanımaya ve anlamaya yönelik
yardımcı olacak sonuçlar ortaya koyması (Yıldırım ve Şimşek, 2008) bakımından
nitel araştırma desenlerinden
olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır.
Çalışma
Grubu
Araştırmanın çalışma
grubunu 2013-2014 eğitim öğretim yılı Güz
Dönemi’nde “Bilgisayar I ” dersine devam eden amaca uygun olarak ve gönüllük
esasına dayanarak seçilen75 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Tablo 1’de öğretmen
adaylarının devam ettiği bölümlere ilişkin frekans tablosu verilmiştir.
Tablo 1. Çalışma Grubunu Oluşturan Öğretmen Adaylarının Bölümlere Göre Dağılımı
Bölüm
|
f
|
Zihin Engelliler Öğretmenliği
|
20
|
Okul Öncesi Öğretmenliği
|
20
|
Üstün Zekâlılar Öğretmenliği
|
15
|
İngilizce Öğretmenliği
|
8
|
İlköğretim Matematik Öğretmenliği
|
7
|
Verilerin Toplanması ve Analizi
Araştırma
sürecinde öğretmen adayları ile bir dönem boyunca “Bilgisayar I” dersinin iletişimi
(öğretim elemanının duyuruları, öğretim elemanı-öğretmen adayı iletişimi, öğretmen
adayı-öğretmen adayı iletişimi, öğretmen adaylarının ödev teslimi) Twitter üzerinden sağlanmış ve dönem sonunda
öğretmen adaylarının bu süreç hakkındaki görüşleri açık uçlu bir soru
yardımıyla yazılı olarak alınmıştır. Bu bağlamda öğretmen adaylarına “Bir dönem
boyunca dersin iletişiminin Twitter üzerinden sağlanmasına ilişkin görüşleriniz
nelerdir?” sorusu yönlendirilmiştir. Ayrıca öğrencilerin birbirleriyle Twitter
üzerinden ders hakkındaki paylaşımları araştırmacı tarafından gözlemlenmiştir.
Araştırmadan
elde edilen verilerin analizi, nitel veri analizine uygun olarak yürütülmüş
olup, elde edilen verileri sınıflandırmak ve bunlar üzerinde
çıkarım yapmak amacıyla verilerin analizinde “içerik analizi yöntemi” kullanılmıştır.
Öğretmen
adaylarının görüşlerini belirgin bir şekilde ortaya koyan kavramlar, sözcükler
ve bunları şekillendiren özellikleri genel bir kategori haline getirmek
amacıyla veri analizinde ise açık kodlama (Ekiz, 2003, s.85) uygulanarak ortak
temalar belirlenmiştir. Nitel araştırmalarda, araştırmanın niteliğini artırma
konusunda alınacak önlemlerden biri, alanında uzman kişilerden çeşitli bakış
açıları yönünden araştırmanın incelenmesinin istenmesidir (Yıldırım ve Şimşek,
2008). Bu araştırmada araştırmanın geçerliği ve güvenirliği olgusuna olumlu bir
etki yapacağı düşünülerek temaların belirlenmesinde ve yorumlanmasında uzman
incelemesine başvurulmuştur.
Bulgular
Araştırmanın
bu bölümünde, “Twitter’ın eğitimde iletişim amaçlı kullanımına yönelik
görüşleriniz nelerdir?” sorusu yönlendirilen 75 öğretmen adayının görüşlerine
dair bulgulara yer verilmiştir. Bu süreçte toplanan veriler her bir soru
bazında temalara ayrılmış, daha sonra bu temalar bağlamında veriler
gruplandırılarak her temaya ilişkin frekanslar ve yüzdeler belirlenmiştir.
Öğretmen adayları görüşlerinde birden fazla konuyu dile getirebilmişlerdir. Bu
nedenle, temaları oluşturan görüşlerin frekansları toplamı öğretmen adaylarının
sayısından fazla olabilmektedir. Ayrıca
elde edilen yüksek frekansa sahip temalar, öğretmen adaylarının görüşlerinin
ilgili kısımlarına ait alıntılarla desteklenmiştir.
Bulguların
daha anlaşılabilir olmasını sağlamak amacıyla elde edilen temalar, olumlu ve olumsuz
yönde görüşler olmak üzere gruplandırılarak şekil ve tablo yardımı ile
görselleştirilerek yorumlanmıştır. Öğretmen adaylarının Twitter’ın iletişim
amaçlı kullanılmasına yönelik olumlu görüşlerinden elde edilen temalar Şekil
1’de verilmiştir:
Şekil 1. Twitter’ın
Eğitimde İletişim Amaçlı Kullanılmasına İlişkin Olumlu Görüşlere Ait Verilerin
Çözümlenmesinde Kullanılan Temalar
Şekil 1’de görüldüğü gibi “Twitter’in eğitimde
iletişim amaçlı kullanılmasına ilişkin görüşleriniz nelerdir?” sorusuna verilen
olumlu yanıtlar çözümlenirken, “Dersle ilgili duyurulardan anında haberdar olma”,
“Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme”, “Pratik bir iletişim aracı olması”, “Öğretim elemanıyla
okul dışında da birebir iletişim
kurabilme”, “Dersle ilgili soruları rahatlıkla sorabilme”, “Yaşanılan çağa
uygun bir iletişim aracı olması”, “Sınıfça ders hakkında paylaşımlarda
bulunabilme” ve “Sosyal ağların hayatın bir parçası olması” olarak
isimlendirilen 8 tema belirlenmiştir.
Tablo
2’de öğretmen adaylarının Twitter’ın eğitimde iletişim amaçlı kullanılmasına
yönelik olumlu görüşleri, bu görüşlerin frekansları, yüzdeleri ve belirtilen
görüşlere göre öğretmen adaylarının dağılımı verilmiştir.
Tablo 2. Öğretmen
Adaylarının Twitter’ın Eğitimde İletişim Amaçlı Kullanılmasına İlişkin Olumlu Görüşlerinin Dağılımı
Twitter’ın eğitimde iletişim amaçlı
kullanılmasına yönelik olumlu görüşler
|
f
|
%
|
Öğretmen
adayları
|
Dersle ilgili duyurulardan anında
haberdar olma
|
30
|
40
|
ÖA2,
ÖA7, ÖA8, ÖA14, ÖA15, ÖA16, ÖA18, ÖA21, ÖA22, ÖA24, ÖA25, ÖA26, ÖA28, ÖA29,
ÖA33, ÖA35, ÖA37, ÖA44, ÖA46, ÖA47, ÖA50, ÖA58, ÖA63, ÖA65, ÖA66, ÖA67, ÖA68,
ÖA70, ÖA71, ÖA72
|
Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere
ulaşabilme
|
25
|
33
|
ÖA1,
ÖA5, ÖA6, ÖA10, ÖA16, ÖA17, ÖA18, ÖA20, ÖA21, ÖA23, ÖA29, ÖA30, ÖA32, ÖA34,
ÖA35, ÖA38, ÖA41, ÖA42, ÖA47, ÖA52, ÖA53, ÖA57, ÖA62, ÖA65, ÖA69
|
Pratik bir iletişim aracı olması
|
22
|
29
|
ÖA6,
ÖA10, ÖA25, ÖA27, ÖA28, ÖA30, ÖA33, ÖA34, ÖA38, ÖA40, ÖA43, ÖA46, ÖA48, ÖA51,
ÖA54, ÖA58, ÖA62, ÖA63, ÖA67, ÖA70, ÖA72, ÖA75
|
Öğretim elemanıyla okul dışında da
birebir iletişim kurabilme
|
12
|
16
|
ÖA7,
ÖA12, ÖA15, ÖA23, ÖA27, ÖA30, ÖA37, ÖA39, ÖA42, ÖA55, ÖA67, ÖA71
|
Dersle ilgili soruları rahatlıkla
sorabilme
|
12
|
16
|
ÖA1,
ÖA5, ÖA11, ÖA26, ÖA27, ÖA31, ÖA38, ÖA39, ÖA43, ÖA44, ÖA49, ÖA55
|
Yaşanılan çağa uygun bir iletişim
aracı olması
|
7
|
9
|
ÖA9,
ÖA19, ÖA25, ÖA44, ÖA60, ÖA61, ÖA66
|
Sınıfça ders hakkında paylaşımlarda bulunabilme
|
5
|
7
|
ÖA5,
ÖA7, ÖA16, ÖA18, ÖA25
|
Sosyal ağların hayatın bir parçası
olması
|
5
|
7
|
ÖA4,
ÖA8, ÖA15, ÖA21, ÖA58
|
Tablo
2’de görüldüğü gibi, öğrencilerin “Dersle ilgili duyurulardan anında haberdar
olma” (f=30), “Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme” (f=25), “Pratik
bir iletişim aracı olması” (f=22) görüşlerini en yüksek oranlarda belirttiği
ortaya çıkmıştır.
“Öğretim
elemanıyla okul dışında da bire bir iletişim kurabilme” ile “Dersle ilgili
soruları rahatlıkla sorabilme” görüşleri eşit oranda belirtilmiştir (f=12).
“Yaşanılan
çağa uygun bir iletişim aracı olması” (f=7), “Sınıfça ders hakkında
paylaşımlarda bulunabilme” (f=5) ve “Sosyal ağların hayatın bir parçası olması”
(f=5) görüşleri ise diğerler görüşlere nazaran daha düşük oranlardadır.
ÖA
29’un “Dersle ilgili duyurulardan anında haberdar olabilme” ve “Dersin sınavı
ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme” temalarında ele alınan görüşü Şekil 2 de
verilmiştir.
Şekil 2. “Dersle ilgili duyurulardan anında haberdar
olabilme” ve “Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme” temalarında
ele alınan ÖA 29’un Görüşü
ÖA
5’in “Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme” ve “Dersle ilgili
soruları rahatlıkla sorabilme” temalarında ele alınan görüşü Şekil 3’te verilmiştir.
Şekil 3.
“Dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme” ve “Dersle ilgili
soruları rahatlıkla sorabilme” temalarında ele alınan ÖA 5’in Görüşü
Öğretmen
adaylarının Twitter’ın iletişim amaçlı kullanılmasına yönelik olumsuz
görüşlerinden elde edilen temalar Şekil 4’de verilmiştir:
Şekil 4. Twitter’ın Eğitimde İletişim Amaçlı Kullanılmasına
İlişkin Olumsuz Görüşlere Ait Verilerin Çözümlenmesinde Kullanılan Temalar
Şekil
4’te görüldüğü gibi “Twitter’in eğitimde iletişim amaçlı kullanılmasına ilişkin
görüşleriniz nelerdir?” sorusuna verilen olumsuz yanıtlar çözümlenirken, “Herkesin
sosyal ağ hesabı olamayabilmesi” ve “Sosyal ağların insanları köreltmesi” olarak
isimlendirilen 2 tema belirlenmiştir.
Tablo
3’te öğretmen adaylarının Twitter’ın eğitimde iletişim amaçlı kullanılmasına
yönelik olumsuz görüşleri, bu görüşlerin frekansları, yüzdeleri ve belirtilen
görüşlere göre öğretmen adaylarının dağılımı verilmiştir.
Tablo
3. Öğretmen Adaylarının Twitter’ın Eğitimde
İletişim Amaçlı Kullanılmasına İlişkin Olumsuz Görüşlerinin Dağılımı
Twitter’ın eğitimde iletişim amaçlı
kullanılmasına yönelik olumsuz görüşler
|
f
|
%
|
Öğretmen
adayları
|
Herkesin sosyal ağ hesabı olmayabilmesi
|
21
|
28
|
ÖA2, ÖA3, ÖA4, ÖA6,
ÖA9, ÖA13, ÖA19, ÖA20, ÖA22, ÖA23, ÖA31, ÖA36, ÖA39, ÖA40, ÖA41, ÖA45, ÖA48,
ÖA59, ÖA64, ÖA73, ÖA74
|
Sosyal ağların insanları köreltmesi
|
2
|
3
|
ÖA51, ÖA56
|
Tablo
3 incelendiğinde, olumsuz görüş bildiren öğrencilerin yüksen oranda “Herkesin sosyal ağ hesabı olmayabilmesi”
görüşünü belirttiği görülmektedir (f=21). Düşük oranda da olsa “Sosyal ağların
insanları köreltmesi” görüşünü bildiren öğrencilerin de olması dikkate değerdir
(f=2).
Şekil 5’te öğretmen adaylarından ÖA 13’ün “Herkesin
sosyal ağ hesabı olmayabilmesi” temasında ele alınan görüşüne yer verilmiştir.
Şekil 5. “Herkesin
sosyal ağ hesabı olmayabilmesi” temasında ele alınan ÖA 13’ün Görüşü
Sonuç ve Tartışma
Araştırmadan
elde edilen bulgular, öğretmen adaylarının büyük çoğunluğunun sıklıkla sosyal
medyada, özellikle Twitter’da bulunmalarından dolayı eğitimde iletişim amaçlı
Twitter kullanımı hakkında olumlu görüşler bildirdiğini göstermiştir. Buna göre, öğretmen adaylarının, Twitter
aracılığıyla eğitim-öğretim süreci boyunca dersle ilgili duyurulardan anında
haberdar olma (%40), dersin sınavı ile ilgili tüm bilgilere ulaşabilme (%33), pratik
bir iletişim aracı olması (%29) gibi pek çok konuda avantaj sağladıklarını
belirterek olumlu görüş bildirmesi, eğitim amaçlı Twitter kullanımına yönelik yapılmış
olan diğer araştırmaları (Gülbahar, Kalelioğlu ve Mardan, 2010; Grosseck ve
Hotescu, 2008; Odabaşı ve diğerleri, 2012; Schmucki ve Meel, 2010) destekler
niteliktedir.
Odabaşı
ve diğerleri’ne (2012) göre, Twitter; çevrimiçi öğrenme, mobil öğrenme, durumlu öğrenme, sosyal bilişsel öğrenme, bağlantıcı öğrenme, işbirlikli öğrenme, akran öğrenme gibi
öğrenme bağlamındaki kuramlarla ilişkilidir ve Twitter’ın, etkin
kullanıldığında öğrenmeyi desteklediği görülmektedir. Bu noktadan hareketle
araştırmada, Twitter’ın dönem boyunca dersin iletişiminde etkin kullanılması
öğrencilerin olumlu görüş bildirmesine ve bilgi paylaşımının etkin bir şekilde
sağlanmasına yol açmıştır. Öğrenciler, dersin duyurularını, özellikle dersin
sınavı ile ilgili bilgi ve ipuçlarını pratik bir şekilde öğrendiklerinden
olumlu görüş bildirmişler ve bu durumun derse olan ilgilerine de yansıdığı
gözlenmiştir.
Aspden
ve Thorpe (2009)’a göre tablet
bilgisayarlar ve akıllı cep telefonları ile Twitter’ın erişilebilirliği artmış
ve böylelikle öğrenme ortamındaki sınırlar kalkmıştır. Bu cihazlar Twitter
kullanıcılarına her an her yerden güncelleme,
içerik oluşturma ve öğrenme öğretme sürecini yaşamlarına entegre etme
imkânı sunmuştur. Araştırmada da öğrencilerin %29’u Twitter’ın pratik bir
iletişim aracı olduğunu belirtmesi bu görüşü destekler niteliktedir.
Schmucki
ve Meel’e (2010) göre,
Twitter gibi sosyal ağlar, okul
gibi kurumsal yapılarda kurum çalışanları ve öğrencilerin sürekli iletişiminin
ve karar süreçlerine katılımın sağlanmasında,
özellikle de ortak kurum politikası belirlenmesinde kullanılabilmektedir. Araştırmada Twitter’ın, öğretim elemanı ile
öğrencilerin ders kapsamında sürekli iletişiminin sağlanmasında kullanılması
sonucunda öğrencilerin “öğretim elemanıyla okul dışında da bire bir iletişim
kurabilme” (%16) ile “dersle ilgili soruları rahatlıkla sorabilme” (%16) görüşlerini
bildirmesi Twitter’ın eğitim amaçlı iletişim kurmada etkin kullanıldığını
belirten diğer araştırmaları (Grosseck
ve Hotescu, 2008; Johnson, 2011; Kroski,
2008; Schmucki ve Meel, 2010; Wright, 2010) desteklemektedir.
Buna
ek olarak, Johnson (2011)’ın belirttiği gibi Twitter sayesinde
sınıf dışında öğretmen ve öğrenciler arasındaki iletişim devam etmekte ve
böylece aralarındaki sosyal bağ kuvvetlenmektedir. Böylelikle öğrencilerin
öğretmenine olan güveni artabilmektedir. Araştırma sonucunda, öğrenci ile
öğretim elemanı iletişiminin zaman ve mekân bağımsız olarak Twitter’dan
sağlanmasının öğrencilerin öğretim elemanı ile iletişimini kolaylaştırması ve
sorularını rahat bir şekilde sorabilme imkânı sağlaması bu duruma da örnek
teşkil etmektedir.
McCool (2011) Twitter kullanan öğretim
elemanlarıyla görüştüğü çalışmasında, Twitter’ın farklı zamanlı olarak ders
destek amaçlı ya da eşzamanlı olarak harmanlanmış öğrenme ortamları olarak
kullanıldığını söylemiştir. Benzer şekilde bu araştırmada ders destek amaçlı
kullanılan Twitter için öğrencilerin belirttiği diğer olumlu görüşler ise, “Yaşanılan
çağa uygun bir iletişim aracı olması” (%9), “Sınıfça ders hakkında
paylaşımlarda bulunabilme” (%7) ve “Sosyal ağların hayatın bir parçası olması” (%7)
görüşleridir.
Blog
ve mikroblogların eğitimde etkin kullanımını araştırdıkları çalışmalarında
Grosseck ve Hotescu (2008), öğrencilerin
Twitter’ı mesajlaşmak, tartışmalara katılmak ve yeni kaynakları paylaşmak için
kullandıklarını gözlemlemişlerdir. Bunun yanında öğrencilerin, etkinlik
sonrasında da Twitter’dan olan iletişimlerini devam ettirdiklerini ifade
etmişlerdir. Bu bağlamda düşünüldüğünde, Twitter iletişime yeni bir boyut
kazandırmaktadır.
Diğer
taraftan, sosyal paylaşım ağlarını kullanım alışkanlığı olmayan öğretmen
adaylarının ise Twitter’in bu amaçla kullanılmasına yönelik olumsuz görüşe
sahip oldukları ortaya çıkmıştır. “Herkesin sosyal ağ hesabı olamayabilmesi”
görüşünün %28 oranında olması, Twitter’ın eğitim amaçlı olarak kullanımına
yönelik olumsuz görüş bildiren öğretmen adaylarının sosyal ağlarda hesabı
olmadığı için bu şekilde görüş bildirdiğini doğrulamıştır. Bu noktadan
hareketle, sosyal ağların eğitimde kullanımına yönelik verilecek seminerler ile
öğretmen adaylarının bu mecralardan kendi faydaları doğrultusunda yararlanabileceklerine
dair bir anlayış oluşturacakları, hesabı olmayanların sayısının ise teknolojinin
bu derece ilerlemesiyle paralel olarak azalacağı düşünülmektedir.
Son
olarak, düşük oranda da olsa (%3) sosyal
ağların insanları körelttiğine yönelik olumsuz görüş bildiren öğrencilerin
olması dikkat çekicidir. Burada tam olarak ifade edilmeye çalışılan görüşün
anlaşılması için öğrencilerle derinlemesine görüşmeye gidilerek konuya açıklık
getirilmesi için yeni araştırmaların yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu araştırmada
Twitter eğitim amaçlı iletişim kurma ortamı olarak ele alınmış, psikolojik
etkileri konu edinilmemiştir. Bunun için sosyal ağlar ile yalnızlık (Akyazı ve
Tutgun-Ünal, 2013; Fitton, Gruen ve Poston, 2010; Köroğlu ve Tutgun-Ünal, 2013)
ile sosyal medya bağımlılığına (Andreassen, 2012; Çam ve İşbulan, 2012) yönelik
psikolojik araştırmaların incelenmesinde ve bu konuda araştırmaların
yapılmasında yarar vardır.
KAYNAKÇA
Akyazı, E. &
Tutgun-Ünal, A. (2013). İletişim Fakültesi öğrencilerinin amaç, benimseme,
yalnızlık düzeyi ilişkisi bağlamında sosyal ağları kullanımı. Global Media Journal TR, 3(6), 1-24.
Andreassen,
C. S. (2012). Development of a facebook addiction scale. Psychological Reports, 2012, 110, 2, 501-517.
Aspden, E., J.
& Thorpe, L. P.
(2009). Where do you learn?:
Tweeting to inform learning space development. Educase Quarterly, 32 (1).
Büyükşener, E.
(2013). Sosyal medya üzerinden üniversite eğitimi, www.ercument.org/category/bilgi-universitesi/
web adresinden 15 Mart 2014 tarihinde edinilmiştir.
Çam, E. &
İşbulan, O. (2012). A new addiction for teacher candidates: Social Networks. The Turkish Online Journal of Educational
Technology (TOJET), 11 (3), 14-19.
Ekiz, D. (2003). Eğitimde araştırma
yöntem ve metodlarına giriş. Ankara: Anı Yayıncılık.
Fitton, L., Gruen, M. & Poston, L. (2010). Twitter for dummies. (2. ed.). Kanada:
Indianapolis, Wiley Publishing.
Grosseck, G. & Holotescu, C. (2008).
Can we use Twitter for educational activities? The 4Th International Scientific Conference: E-learning and Software
for Education. 5 Mart 2014 tarihinde
http://www.morsmal.org/documents/members/admin/Can-we-use-Twitter-for-educational-activities.pdf
web adresinden edinilmiştir.
Gülbahar, Y., Kalelioğlu, F. &
Madran, O. (2010). Sosyal ağların eğitim amaçlı kullanımı. XV. "Türkiye'de İnternet" Konferansı Bildiriler. 12 Mart
2014 tarihinde http://orcun.madran.net/yayinlar/sosyal_aglarin_egitim_amacli_kullanimi.pdf
web adresinden edinilmiştir.
Johnson,
K. A. (2011).
The effect of
Twitter posts on
students’ perceptions of
instructor cr edibility.
Learning, Media and Technology, 36(1), 21 - 38.
Karal, H. &
Kokoç, M. (2010). Üniversite öğrencilerinin sosyal ağ siteleri kullanım
amaçlarını belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirme çalışması. Turkish Journal of Computer and Mathematics
Education, 1(3), 251-263.
Keleş, E. &
Demirel, P. (2011). Bir sosyal ağ olarak Facebook’un formal eğitimde kullanımı.
5. Uluslararası Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Sempozyumu. 22-24 Eylül 2011, Fırat Üniversitesi, Elazığ.
Köroğlu, O.
& Tutgun Ünal, A. (2013). Öğretmen adaylarının sosyal ağları benimseme
düzeyleri ile yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişki. Yeni Medya Çalışmaları: Kuram, Yöntem, Uygulama ve Siyasa I. Ulusal
Kongresi Kongre Kitabı (ISBN 978 - 605 - 62169 - 3 – 0), sf: 161, Kocaeli
Üniversitesi, Kocaeli.
Kroski, E.
(2008). All a Twitter: Want to try microblogging?. School Library Journal, 54 (7), 31-35.
Masic, I. & Sivic, S. (2011). Social networks in
education of health professionals in Bosnia and Herzegovina – The role of
pubmed/medline in improvement of medical sciences. Acta Inform Med, 19(4), 196-202.
McCool,
L.B. (2011). Pedagogical
use of Twitter
in the university
classroom. Unpublished Master’s Thesis, Iowa State University, Ames,
Iowa.
Mitchell, K. (2009). ESOL students on Facebook. Unpublished master's thesis, Portland
State University, Portland.
Odabaşı, H., Mısırlı, M., Günüç, S., Şahin-Timar, Z.,
Ersoy, M., Som, S., Dönmez, F.İ., Akçay, T. & Erol, O. (2012). Eğitim için
yeni bir ortam: Twitter. Anadolu Journal
of Educational Sciences International, Ocak-2012, 2(1).
Schmucki, L. & Meel, S., K.(2010). Social
networking in education: Practices, policies, and realitie, 10 Mart 2014
tarihinde http://www.mmseducation .com/register2010/ web adresinden
edinilmiştir.
Stanciu, A., Mihai, F. & Aleca, O. (2012). Social networking
as an alternative environment for education. Accounting and Management Information Systems, 11(1), 56–75.
Stevenson, M. P. & Liu, M. (2010). Learning a
language with web 2.0: Exploring the use of social networking features of foreign
language learning websites. CALICO Journal,
27(2), 233−259.
Tutgun-Ünal, A. & Köroğlu, O. (2013). A
comparative study of social network usage and adoption among Turkish
prospective teachers. Mevlana
International Journal of Education (MIJE), 3(4), 24-42.
Usluel,
Y. K. & Mazman, S.G.(2009). Sosyal ağların benimsenmesi ölçeği. Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 8 (15),
139-160.
Vural, Z. B.
& Bat, M. (2010). Yeni bir iletişim ortamı olarak sosyal medya: Ege
Üniversitesi İletişim Fakültesine yönelik bir araştırma. Journal of Yasar University,
20(5), 3348-3382.
Yıldırım, A.
& Şimşek, H. (2008). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri.
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Wright, N.
(2010). Twittering in
teacher education: Reflecting
on practicum experiences.
Open learning: The Journal of
Open, Distance and e -Learning, 25(3), 259–265.
· Tutgun-Ünal, A. & Katmer Bayraklı, V.
(2014). Öğretmen adaylarının sosyal medyanın eğitimde
iletişim amaçlı kullanılmasına ilişkin görüşleri: Twitter örneği. Uluslararası 1. Avrasya Eğitim Araştırmaları
Kongresi (EJER), İstanbul.
İlgi çekici bir araştırma. Bazı öğretmen adaylarının eğitimde iletişim amaçlı sosyal medya -bu örnekte Twitter- kullanımına hazır hissetmemesi anlaşılır, karşı çıkması ise beklendik bir durum. Fakat şaşırtıcı olan aslında daha önce hiç olmadığımız kadar hazır durumdayız ve belki bunun farkında değiliz. İnsanlar çeşitli sebeplerle matbaaya, daktiloya, bilgisayara da karşı gelmişler zamanında. Doğru zaman geldiğinde hepsi popüler oldu, eğitim seviyesini arttırdı. Bahaneler üretmek bizi bir yere ulaştırmaz. Bilgi çok hızlı tüketilir oldu bu da daha sık bilgi paylaşmayı gerektiriyor. Twitter ve benzeri sosyal ağlar gündemi şekillendirir oldu, markalar hedef kitleleriyle ve tüketiciler ise markalarla bağlantıya geçebiliyor, kampanyalar bu platformlardan düzenleniyor, diğer taraftan herkes kendi haber yayınını yapabilir konuma erişti, dakikalar içerisinde örgütlenmek mümkün hale gelir oldu. Internet günümüzün en vazgeçilmezlerinden ve halihazırda sosyal medya oldukça popüler. Sosyal medya kullanabilmek için mobil cihazlarımız yeterli ve her zaman yanımızda. Bir sosyal ağ hesabına kayıt olmak zaten işin en basit tarafı, çok vaktinizi almaz. Peki Internet erişimi derseniz? Artık Internet eskisi gibi pahalı, yavaş, erişilmez değil. Ülkemizde yeni çıkacak olan yasa tasarısına göre yeni inşa edilecek olan binalarda bina içi sabit Internet altyapısının bulunması gerekiyor. Google ve Facebook gibi şirketlerin dünyanın çeşitli bölgelerinde Internetin hiç olmadığı yerlere ücretsiz Internet ulaştırma projeleri ve gerçekleşen çalışmaları mevcut. Bu günlerde mobil şebekelerimiz 4G bağlantısı için hazır durumda ve ileride yeni nesil 5G teknolojisi kullanıldığında baz istasyonlarının kullanılamadığı yerlerde kablosuz Internet ağı üzerinden telekomünikasyonu da gerçekleştirmek mümkün hale gelecek. Yani Internet gerçekten de her yerden erişilebilir olmaya çok yakın. Neredeyse herkesin cebinde bulunabilecek uygun fiyatlı giriş seviyesi bir cep telefonuyla 15 sene önceki cihazlarımızla bile mobil veri üzerinden Internete bağlanmak sosyal medyaya kısmen erişmek mümkün. Sadece Twitter kullananlar için özel ucuz veri tarifeleri mevcut. Biraz daha gelişmiş ve akıllı cihazlar ile bir çok yerde bulunan kablosuz ağlara bağlanmak mümkün. Artık akla gelebilecek bir çok şey, televizyonlar, buzdolapları, gözlükler, bileklikler, saatler, ayakkabılar, ampuller bile akıllanıp bunu yapabilir oldu gerçekten. Tüm bu yeniliklerin hepsi ve daha fazlası çok kısa bir zaman zarfında gerçekleşti. İnsanların iletişimine geri dönecek olursak, şüphesiz bunlarla doğan nesil çoktan bu yaşam tarzına alışkın ve de bu yeni iletişim şeklini kullanmaya hazır. Hatta belli bir kesim var ki sanal kavramını kabul etmiyor ve aslında sanal değil gerçek yaşamlarımızın bu olduğunu savunuyor, normal hayatımızı ise klavyeden uzak hayat olarak adlandırıyorlar. Peki gerçekten ileride varılacak olan nokta bu değil midir? Finlandiya ilköğretimde devrim niteliğinde bir adım atıyor, okullarda el yazısı dersini kaldırıyor ve yazmayı klavye üzerinden öğretmeyi zorunlu hale getiriyor. Ülkemizde de Fatih projesi adı altında çalışmalar sürüyor. Bu yenilikler gerçekleşirken, eğitim alanında da sosyal medyadan en verimli şekilde faydalanmamız şart diye düşünüyorum. Kısacası yayında sonuç olarak bahsedilen; sosyal ağların eğitimde kullanımına yönelik verilecek seminerler ile öğretmen adaylarının bu mecralardan kendi faydaları doğrultusunda yararlanabileceklerine dair bir anlayış oluşturacakları, hesabı olmayanların sayısının ise teknolojinin bu derece ilerlemesiyle paralel olarak azalacağı görüşüne katılıyorum.
YanıtlaSil