ÖĞRETMEN ADAYLARININ SOSYAL AĞLARI BENİMSEME
DÜZEYLERİ İLE YALNIZLIK DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Osman KÖROĞLU (Yrd. Doç. Dr., Fatih
Üniversitesi, İstanbul Meslek Yüksekokulu, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı,
İstanbul, okoroglu@fatih.edu.tr)
Aylin TUTGUN ÜNAL (Öğretim
Görevlisi, Maltepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri
Eğitimi Bölümü, İstanbul, aylintutgun@maltepe.edu.tr)
ÖZET
Araştırmada, öğretmen adaylarının sosyal ağları benimseme düzeyleri ile yalnızlık
düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi için “Sosyal Ağları Benimseme
Ölçeği” ile “UCLA Yalnızlık Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile veri toplanmıştır.
Benimseme düzeyleri 5 faktör ile incelenmiştir: Yarar, Kullanım kolaylığı,
Sosyal etki, Kolaylaştırıcı faktörler, Topluluk kimliği. Araştırmada,
sosyal beceri kullanımını gerektiren öğretmenlik mesleğine hazırlanan öğretmen
adaylarının sosyal ağ sitelerini ne düzeyde benimsediği, ne kadar vakit
ayırdığı ve sosyal ağ kullanımlarına yönelik kişisel özellikleri ile sosyal
ağları benimseme düzeylerinin, yalnızlık düzeyleri ile ilişkisi incelenmiştir. Öğretmen
adaylarının sosyal ağları benimseme seviyeleri ile yalnızlık seviyelerinin
incelenmesi ile elde edilen sonuçlardan, sosyal ağ kullanımlarının ileride
mesleki hayatlarında sağlayacakları yüz yüze iletişimde yol açabileceği
potansiyel bir problemin önceden tespiti ve önlenmesi konusunda yararlanılabilir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Sosyal ağlar, sosyal paylaşım, öğretmen adayları,
yalnızlık
GİRİŞ
Bilgi
ve iletişim teknolojileri, birey ve toplumların iletişim ve yaşam tarzlarını değiştirmekte
ve eğitim gibi her alanda kullanılmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu
araştırmalarına göre, işletmelerde bilgisayar kullanım ve internet erişimine
sahiplik 2007 Ocak’ta %88,7 ve %85,4 iken, 2008 Ocak’ta %90,6 ve %89,2’ye
yükselmiştir. 2010’da ise, internet erişimine sahiplik %90,9’a yükselmiştir. Mobil
iletişim yaygınlaşmış, hanelerde cep telefonu sahipliği 2011’de %90,5’e ulaşmış
ve kentsel ve kırsal alanda birbirine yakın değerde çıkmıştır (%92,8 ve %85),
(TÜİK, 2011).
Web
2.0’la birlikte sosyal ağlar başlar (Karal ve Kokoç, 2010). Teknoloji okuryazarlığı,
eğitimcilere pedagojik avantaj sağlayabilir (Georgina ve Hosford, 2009). Öğretmenleri
teknolojide destekleyici kurumsal politikalar ve mentorluk gerekir (Starkey,
2010). Eğitimde istenen çıktıların bireysel farklılıklar ve teknolojik öznellikler
açısından alınamayabilir (Kim ve diğerleri, 2013). Teknolojilerin pedagojik
kullanımında uygulama ve uygulayıcılarla ilgili gelişime açık noktalar da vardır
(Martinovic ve Zhang, 2012).
Türkiye’de Facebook 24.143.980 aktif kullanıcı ile
dünyada 4. sıradadır (Socialbakers, 2012). Türkiye’deki Facebook
kullanıcılarının %37’sini 18-24 yaş aralığındakiler oluşturmaktadır
(Socialbakers, 2012). Facebook, üniversite öğrencilerince sık kullanılır
(Kabilan, Ahmad ve Abidin, 2010; Lampe, Ellison ve Steinfield, 2006). Twitter
kullanımı da yaygınlaşmaktadır (Fitton, Gruen ve Poston, 2010).
Sosyal
ağların eğitimde kullanımı tartışılmaktaysa da yükseköğretimde işbirliği ve
dayanışma için kullanılabilirler (Ajjan ve Hartshorne, 2008). Sosyal ağların
eğitim-öğretimde kullanılması öğrenciler ve öğretmenleri daha etkili iletişime zorlar,
öğretmenler öğrencilerini daha iyi tanır (Grant, 2008, akt. Mazman, 2009). Sosyal
ağ sitelerinin eğitimde kullanımı için modeller önerilmiştir (Stanciu, Mihai ve
Aleca, 2012). Twitter gibi sosyal ağlar, okullarda çalışanlar ve öğrencilerin
iletişiminin ve kararlara katılımının sağlanmasında, ortak kurum politikası
belirlenmesinde kullanılabilir (Schmucki ve Meel, 2010). Öğretmenler
meslektaşlarıyla, mesleki öğrenme toplulukları kurarak, kaynak ve tecrübe
paylaşımı yapabilir (Ploderer, Howerd ve Thomas, 2010; Özmen, Aküzüm ve
diğerleri, 2011).
Sosyal
ağ siteleri kullanımlarını sınırlayamayanlar problemler yaşamaktadır. Üniversite
öğrencileri günde 50-150 arasında mesaj alıp göndermektedir (Arslan ve Tutgun
Ünal, 2013). Bunların sosyal ağ sitelerinden gönderildiği de düşünülebilir. Bu
gençler cep telefonlarına günde 5 saat ve üzeri zaman ayırmaktadır. Sonuçta,
akademik, aile ve sosyal çevrelerinde, maddi, davranışsal ve psikolojik
problemler yaşamaktadır. Gençlerin, özellikle cep telefonlarından sosyal ağ
sitelerine bağlandıkları düşünülürse, bağımlılık buralarda söz konusudur.
Eğitim
amaçlı kullanılabileceği halde, sosyal ağların halen eğitim aracı olarak
düşünülmediği vurgulanmaktadır (Stanciu, Mihai ve Aleca, 2012). Bunun sebebini bulabilmek
için öğretmen adaylarının sosyal ağ kullanım alışkanlıklarının belirlenmelidir.
Sosyal ağların hızlı benimsemelerinin altında yatan faktörler ve günlük aktif
kullanımlarının nedenlerinin ortaya konulması ile ilgili ve sosyal ağlara
yönelik psikolojik faktörleri içeren çalışmalar eksiktir (Usluel ve Mazman,
2009).
AMAÇ
Bu
araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının sosyal ağ siteleri kullanım
alışkanlıkları ve sosyal ağları benimsemeleri ile yalnızlık düzeyleri
arasındaki ilişkinin çözümlenmesidir. Bunun için şunlara cevap aranmıştır.
1.
Öğretmen adaylarının demografik
özellikleri ile sosyal ağ sitelerini kullanım alışkanlıkları nelerdir?
2.
Öğretmen adaylarının sosyal ağ
sitelerini benimseme düzeyleri ne seviyededir?
3.
Öğretmen adaylarının yalnızlık düzeyleri
ne seviyededir?
4.
Öğretmen adaylarının sosyal ağ
sitelerini benimseme düzeyleri ile yalnızlıkları arasında bir ilişki var mıdır?
YÖNTEM
Araştırma Modeli
Bu çalışmada, “Sosyal Ağları Benimseme Ölçeği”,
“UCLA Yalnızlık Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilen verilerin
nicel analizi ile durum saptanmıştır. Araştırmamız Karasar
(1994)’a göre tarama modellerinden genel tarama modeline örnektir.
Çalışma
Grubu
Katılımcılar,
2012-2013 eğitim-öğretim yılında, Maltepe ve Marmara Üniversitesi’ne devam eden
428 eğitim fakültesi öğrencisidir.
Tablo
1: Katılımcıların
demografik özellikleri
Demografik Özellikler f %
|
Cinsiyet
Erkek 157 36,7
Kadın 271 63,3
TOPLAM 428 100
|
Bölüm/Program
İngilizce
Öğretmenliği 52 12,1
İlköğretim
Matematik Öğretmenliği 71 16,6
BÖTE 89 20,8
Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık 85 19,9
Zihin
Engelliler Öğretmenliği 41 9,6
Üstün Zekâlılar
Öğretmenliği 19 4,4
Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği 39 9,1
Edebiyat
Öğretmenliği 32 7,5
TOPLAM 428 100
|
Üniversite
Marmara
Üniversitesi 189 44,2
Maltepe
Üniversite 239 55,8
TOPLAM 428 100
|
Veri Toplama Aracı
Verilerin
toplanmasında, Usluel ve Mazman (2009)’ın
“Sosyal Ağları Benimseme Ölçeği” ile Russel, Peplau ve Cutrona (1980)
tarafından geliştirilmiş ve Demir (1989) tarafından Türkçe adaptasyonu yapılmış
“UCLA Yalnızlık Ölçeği” kullanılmıştır. Katılımcıların demografik özellikleri
ile sosyal ağlara yönelik alışkanlıklarını belirlemek amacıyla araştırmacılar
tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır.
Sosyal
Ağları Benimseme Ölçeği: Ölçek,
21 maddeden ve 5 faktörden oluşmaktadır. Bu faktörler, “yarar”, “kullanım
kolaylığı”, “sosyal etki”, “kolaylaştırıcı faktörler” ve “topluluk kimliğidir”.
Ölçekteki sorular 10’lu likert tipindedir. Yanıtlar 1=”Hiç katılmıyorum” ve 10=”Tamamen katılıyorum”’u ifade eder.
Ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı 0,90’dır. Bu araştırmada ise
0,85’tir.
UCLA Yalnızlık Ölçeği: Ölçek, 10’u ters puanlandırılmış, toplam 20 maddedir
ve kişilerin genel yalnızlık düzeylerini belirlemeye yöneliktir. 4’lü likert tipinde, 1=”Bu durumu hiç
yaşamadım” ve 5=”Bu durumu sık sık yaşarım” arasında derecelendirilmiştir.
Ölçeğin Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı 0,96’dır. Bu araştırmada ise 0,80’dir.
Kişisel
Bilgi Formu: Form ile
öğrencilerin demografik özellikleri (Üniversite türü, cinsiyet, yaş, bölüm,
sınıf vs.) ile sosyal ağ kullanım alışkanlıklarına (Sosyal ağ sitelerindeki hesap sayısı, hangi sosyal ağlara
bağlandığı, ne zamandan beri sosyal ağları kullandığı, günlük erişim miktarı
vs.) yönelik veriler toplanmıştır.
İşlem
Ölçme aracı derslerde gönüllülük ilkesiyle uygulanmıştır. Formlar 10-12 dakika arasında doldurulmuştur.
Verilerin
Analizi
Veriler,
SPSS 18 (PASW) programında frekans ölçümü, betimsel analiz ve korelasyon test
teknikleri ile çözümlenmiştir.
BULGULAR
Araştırmada öncelikle öğretmen adaylarının demografik
özellikleri ile sosyal ağları kullanım alışkanlıkları analiz edilmiştir.
Tablo
2: Kişisel
bilgisayara sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
352 (82,2)
|
Hayır
|
70 (16,4)
|
Kayıp
Veri
|
6 (1,4)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Eğitim fakültesi öğrencileri yüksek
oranda (%82,2) kişisel bilgisayara sahiptir.
Tablo
3: İnternet
bağlantısına sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
379 (88,6)
|
Hayır
|
47 (11,0)
|
Kayıp
Veri
|
2 (,5)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Katılımcılar yüksek oranda (%88,6)
internet bağlantısına sahiptir.
Tablo
4: Facebook
hesabına sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
395 (92,3)
|
Hayır
|
33 (7,7)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen adaylarının büyük kısmının
(n=395; %92,3) Facebook hesabı vardır.
Tablo
5: Twitter
hesabına sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
249 (58)
|
Hayır
|
179 (42)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Twitter
hesabına sahip katılımcılar ortalamanın biraz üzerinde (%58), olmayanlar ise
azımsanmayacak orandadır (%42). Facebook üyeliği oranı çok yüksek, Twitter üyeliği
daha azdır.
Tablo
6: Diğer
sosyal ağlarda hesaba sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
172 (40,2)
|
Hayır
|
252 (58,9)
|
Kayıp
Veri
|
4 (,9)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen
adaylarının yarısından fazlasının (%58,9) Facebook veya Twitter dışındaki
sosyal ağlarda hesabı yoktur. Hesabı bulunanlar da azımsanmayacak orandadır (%40,2).
Tablo
7: Cep
telefonunda internet bağlantısına sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
335 (78,3)
|
Hayır
|
79 (18,5)
|
Kayıp
Veri
|
14 (3,3)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Cep
telefonundan internete bağlananların oranı %78,3’tür. İnternet bağlantısı sahiplik
oranı (%88,6) düşünülürse, %78,3 oranı oldukça yüksektir. Bu sonuç, mobil internetin
yaygınlaştığını göstermektedir.
Tablo
8: Cep
telefonunda sosyal ağ paketlerine sahiplik oranları
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
286 (66,8)
|
Hayır
|
72 (16,8)
|
Kayıp
Veri
|
70 (16,4)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen
adaylarının cep telefonlarındaki sosyal ağ paketlerinden yararlanma oranı
ortalamanın üzerindedir (%66,8). Tablodaki “Kayıp veri” ifadesi, soruyu
cevaplamayan katılımcıların bilgisidir. Kayıp veri oranı (%16,4), öğretmen
adaylarının sosyal ağ paketlerinin farkında olmadığı, soruyu anlamadıkları veya
sosyal ağ paketlerini cep telefonlarından kullanmadıkları da varsayılabilir.
Tablo
9: Ne
zamandan beri sosyal ağların kullanıldığı
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
1
yıldan az
|
32 (7,5)
|
1-3
yıl
|
124 (29)
|
3-5
yıl
|
136 (31,8)
|
5
yıldan fazla
|
116 (27,1)
|
Kayıp
Veri
|
20 (4,7)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen
adayları en çok 3-5 yıl arası zamandır sosyal ağları kullanmaktadır. Bununla
birlikte, 5 yıldan fazla zamandır kullananların oranı (%27,1) ile 1-3 yıl
zamandır kullananların oranı (%29) birbirine yakındır. Bu durumda, 3 yıl ve
üzeri zamandır sosyal ağları kullananlar ortalamanın üzerindedir (%58,9).
Tablo
10: Günlük
sosyal ağ kullanım süresi
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
1
saatten az
|
182 (42,5)
|
1-3
saat arası
|
174 (40,7)
|
3-5
saat arası
|
38 (8,9)
|
5
saatten fazla
|
23 (5,4)
|
Kayıp
Veri
|
11 (2,6)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen
adaylarının günlük sosyal ağları kullanım süresi çoğunlukla 1 saatten azdır
(%42,5). İkinci sıradaki günlük 1-3 saat arası sosyal ağ kullanım, ilk orana yakındır
(%40,7). Günde 3-5 saat (%8,9) ve 5 saatten fazla (%5,4) sosyal ağ kullanımı
bağımlılığa işaret eder (Bianchi and Philips, 2005; Ha, Chin ve diğerleri, 2008).
Tablo
11: Aile
ile haberleşmek için sosyal ağ kullanımı
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|
f (%)
|
|
Evet
|
179 (41,8)
|
Hayır
|
166 (38,8)
|
Kayıp
Veri
|
83 (19,4)
|
TOPLAM
|
428 (100)
|
Öğretmen
adaylarının aile ile haberleşmede sosyal ağ kullanımı %41,8 oranındadır ve
tercih etmeyenlere göre ortalamaya daha yakındır. Aile ile haberleşmede sosyal
ağları tercih etmeyenlerin oranı %38,8’dir. Kayıp veri (%19,4) çekimserleri veya
kastedilenin anlaşılmamasını gösterebilir.
Diğer araştırma amacı olan; öğretmen
adaylarının sosyal ağları benimseme düzeylerinin ne seviyede olduğuna yönelik betimleyici
analiz yapılmıştır.
Tablo 12: Öğretmen
adaylarının sosyal ağları benimseme düzeyleri
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|||
N
|
SS
|
||
Yarar
|
428
|
24.28
|
8.11
|
Kullanım
Kolaylığı
|
428
|
32.34
|
8.67
|
Sosyal
Etki
|
428
|
19.04
|
8.38
|
Kolaylaştırıcı
Faktörler
|
428
|
36.67
|
9.71
|
Topluluk
Kimliği
|
428
|
21.91
|
9.49
|
Toplam
Benimseme
|
428
|
134.27
|
28.95
|
Öğretmen adaylarının sosyal ağları
benimseme düzeyi oldukça yüksektir (=134,27). Alt düzeyler (yarar,
kullanım kolaylığı, sosyal etki, kolaylaştırıcı faktörler, topluluk kimliği)
incelendiğinde, özellikle kullanım kolaylığı ve kolaylaştırıcı faktörler
sebebiyle Facebook benimsenmektedir. Her iki faktörün en üst puanı 40’tır ve
katılımcıların ortalamaları yüksektir (=32.34; =36.67). Yarar (=24.28) ve topluluk
kimliği (=21.91) faktörleri de ortalamanın
üzerindedir. Fakat sosyal etki faktörü ortalamanın çok az üzerindedir (=19.04).
Öğretmen adaylarının yalnızlık düzeyinin seviyesi de
betimsel analiz ile belirlenmiştir.
Tablo 13: Öğretmen
adaylarının yalnızlık düzeyleri
Eğitim fakültesi öğrencileri
|
|||
N
|
SS
|
||
Yalnızlık
Düzeyi
|
428
|
35.81
|
8.88
|
Öğretmen
adaylarının orta seviyenin üzerinde (=35,81) yalnız oldukları bulunmuştur. Bu
durum öğretmen adaylarının yarısından fazlasının yalnız olduğunu
göstermektedir.
Öğretmen
adaylarının sosyal ağ sitelerini benimseme düzeyleri ile yalnızlıkları arasında
bir ilişkinin olup olmadığının belirlenmesine yönelik korelasyon analizi
yapılmıştır.
Tablo
14:
Sosyal ağ sitelerini benimseme düzeyi ile yalnızlık düzeyi ilişkisi
Sosyal ağları benimseme düzeyi ve alt
düzeylerinin yalnızlık ile ilişkileri
|
n
|
r
|
p
|
Yarar
|
428
|
-0.134
|
0.005
|
Kullanım
Kolaylığı
|
428
|
-0.123
|
0.011
|
Sosyal
Etki
|
428
|
-0.058
|
0.232
|
Kolaylaştırıcı
Faktörler
|
428
|
-0.192
|
0.000
|
Topluluk
Kimliği
|
428
|
-0.067
|
0.165
|
Toplam
Benimseme
|
428
|
-0.144
|
0.003
|
Yalnızlık
ile benimseme arasında ters yönde ve düşük seviyede bir ilişki (r = 0,144,
p<0,005) vardır. Yalnızlık azaldıkça, benimsemenin arttığı, yalnızlık artarsa,
benimsemenin azaldığı söylenebilir. Bu sonuç, benimseme alt boyutlarında da
aynı olup, sadece, sosyal etki boyutu ile yalnızlık arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamıştır.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Araştırmada, öğretmen adaylarının
sosyal ağları benimseme düzeyleri ile yalnızlık düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiştir.
Bunun için, öğretmen adaylarının demografik özellikleri ile sosyal ağları
kullanım alışkanlıkları da belirlenmiştir.
Öğretmen
adaylarının kişisel bilgisayara sahipliği yüksektir (%82,2). Kişisel
bilgisayara sahipliğin sosyal ağları kullanmada farklılığa yol açıp açmadığı
diğer analizlerle açıklanabilir. Internet erişimine sahiplik %88,6’dır. Bu oran
birçok araştırmayı desteklemektedir (Deniz ve Coşkun, 2004; Tutgun ve Deniz,
2010; Tutgun Ünal, 2012).
Öğretmen
adaylarının internete mobil erişim oranı %78,3’tür. Başka bir araştırmada eğitim
fakültesi öğrencilerinin cep telefonlarını internet amaçlı kullanımı %70,4 çıkmıştır
(Arslan ve Tutgun Ünal, 2013). Aynı araştırmada, mobil internete bağlanmayan
öğretmen adaylarının oranı ise %29,6’dır. Bu oranlar çalışmamızdakilere
yakındır.
Katılımcıların
%92,3’ü Facebook, %58’i Twitter, %40,2’si ise diğer sosyal ağ sitelerine üyedir.
Üstelik mobil internet abonesi %78,3’lik öğretmen adayının, %66,8’i sosyal
ağlara mobil bağlanmaktadır. Bu yüksek oranlar, sosyal ağların eğitim amaçlı
kullanımının önemini vurgulayan birçok araştırmayı destekler (Ajjan ve
Hartshorne, 2008; Özmen, Aküzüm ve diğ., 2011; Ploderer, Howerd ve Thomas,
2010; Stanciu, Mihai ve Aleca, 2012). Öğretmen adayları, yönlendirilirlerse
mesleklerinde bu mecraları eğitim amaçlı kullanabilir.
Sosyal
ağlar, okullardaki çalışan ve öğrencilerin iletişim ve kararlara katılımlarında
ve ortak kurum politikası belirlenmesinde önemlidir (Schmucki ve Meel, 2010).
Bu araştırmada Twitter’daki öğretmen adayları (%58) ortalamanın üzerindedir. Bunun
artırılması için, Twitter kullanımının önemini vurgulayan çalışmalar yaygınlaştırılabilir.
Katılımcıların
yarıya yakını diğer sosyal ağları tercih ettiklerini belirtmişlerdir (%40,2). Öğretmen
adaylarının Facebook ve Twitter dışında kullandıkları sosyal ağ siteleri
belirlenip, mesleki uygulamalar geliştirilebilir.
Öğretmen
adayları en çok 3-5 yıldır sosyal ağları kullanmaktadır (%31,8). 5 yıldan fazla
zamandır kullananların oranı da %27,1’dir. Sosyal ağlar ortaya çıktıklarından
bu yana kullanımdadır.
Katılımcılar
sosyal ağları çoğunlukla günde 1 saatten az
(%42,5) ve 1-3 saat arası (%40,7) kullanmaktadır. Bulgular önceki
araştırmalarla tutarlıdır (Tutgun, Deniz ve Moon, 2011).
Araştırmada
aile ile haberleşmek için sosyal ağları kullananlar %41,8’dir. Ailesi farklı
şehirdekiler, sosyal ağlardan da iletişim kurabilmektedir. Her kesimde bilgi ve
iletişim teknolojilerine olan ilginin arttığından, öğrenci ve aile tarafında,
sosyal ağları iletişimde farklı kesimlerin kullandığı söylenebilir (Vural ve
Bat, 2010).
Öğretmen
adayları sosyal ağları oldukça yüksek oranda (=134,27) ve en çok kullanım
kolaylığı ve kolaylaştırıcı faktörler (=32.34; =36.67) sebebiyle benimsemektedirler.
Farklı
kültürler şunlarda farklılaşan sosyal ağlarda yoğunlaşır (Vitkauskaitė, 2011): Kimlik,
varoluş, saygınlık, içerik paylaşımı, sohbet, gruplaşma ve ilişkiler. Sosyal ağlar,
kullanıcı özelliklerine uygun uygulamalar geliştirmelidir. Araştırmamızda da,
özellikle kullanım kolaylığı, kolaylaştırıcı faktörler ile yarar ve topluluk
kimliği açısından Facebook benimsenmektedir. Bu tür araştırmalarla farklı
gruplar ve mesleklerde benimseme faktörleri belirlenebilir.
Öğretmen
adaylarının yalnızlık düzeyleri orta seviyenin üzerindedir (=35,81) ve öğretmen adaylarının yarısından
fazlası yalnızdır. Sonuçlar önceki araştırmalarla tutarlıdır ve mesleki
verimlilik açısından önlemler alınmalıdır (Tutgun ve Deniz, 2010; Tutgun, Deniz
ve Moon, 2011). Sosyal ağları benimseme ile yalnızlık arasında düşük seviyede ve
ters yönde bir ilişki belirlenmiştir (r=
0,144,
p<0,005). Öğretmen adaylarının sosyal ağları benimseme düzeyi arttıkça
yalnızlık düzeyleri azalmaktadır. Bu konuda derinlemesine çalışmalar yapılması
gereklidir.
ÖNERİLER
Bulgulara göre şu öneriler
yapılabilir:
- Öğretmen adayları “sosyal ağların eğitimde kullanımı” seminerleri ile bilinçlendirilebilirler.
- “Yeni medya okuryazarlığı”, “Etkili iletişim” gibi seçmeli dersler açılabilir veya yaygınlaştırılabilir.
- Sosyal ağları benimsemenin altında yatan faktörlerin belirlenebilmesi için bu tür araştırmalar tüm fakültelere yaygınlaştırılabilir. Böylece, farklı grupların özelliklerine uygun sosyal ağlar geliştirilebilir.
- Öğretmen adaylarının yalnızlık seviyelerinin orta seviyenin üzerinde bulunmasının altında yatan nedenler yapılacak derinlemesine araştırmalarla belirlenebilir.
Ajjan, H. ve Hartshorne, R. (2008). Investigating
faculty decisions to adopt Web 2.0 technologies: Theory and empirical tests, Internet and Higher Education, 11,
71–80.
Arslan, A. ve Tutgun Ünal, A. (2013). Eğitim Fakültesi
Öğrencilerinin Cep Telefonu Kullanım Alışkanlıkları ve Amaçlarının İncelenmesi,
International Journal of Human Sciences,
10 (1), 182-201.
Bianchi, A. ve Philips, J. G. (2005). Psychological
Predictors of Problem Mobile Phone Use, Cyber Psychology and Behavior, 8, 39-51.
Demir, A.
(1989). UCLA Yalnızlık Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği. Psikoloji Dergisi, 7(23): 14–28.
Deniz, L. ve
Coşkun, Y. (2004). Öğretmen adaylarının internet kullanımına yönelik
yaşantıları. Marmara Üniversitesi Atatürk
Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 20, 39-52.
Fitton, L., Gruen, M. ve Poston, L. (2010). Twitter for dummies. (2. ed.). Kanada:
Indianapolis, Wiley Publishing.
Georgina A.D.
& Hosford C.C. (2009) Higher education faculty perceptions on technology
integration and training. Teaching and Teacher Education 25, 690–696.
Grant, N. (2008). On the Usage of Social Networking
Software Technologies in Distance Learning Education. In Mazman, S.G. (2009).
Sosyal ağların benimsenme süreci ve eğitsel bağlamda kullanımı, Yüksek Lisans
Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Ha, J.H., Chin, B. ve diğ. (2008). Characteristics of
Excessive Cellular Phone Use in Korean Adolescents. Cyber Psychology and Behavior, 11 (6), 783-786.
Kabilan, M. K., Ahmad N. ve Abidin, M. J. Z. (2010).
Facebook: An online environment for learning of English in institutions of
higher education? The Internet and Higher
Education, 13, 4, 179 – 187.
Karal, H. ve Kokoç, M. (2010). Üniversite
Öğrencilerinin Sosyal Ağ Siteleri Kullanım Amaçlarını Belirlemeye Yönelik Bir
Ölçek Geliştirme Çalışması, Turkish Journal of Computer and Mathematics
Education, Vol.1 No.3 (2010), 251-263.
Karasar, N.
(1994). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: 3A Araştırma Danışmanlık Limited.
Kim, C., Kim,
M., Lee, C., Spector, J. M., & DeMeester, K. (2013). Teacher beliefs and
technology integration. Teaching and Teacher Education, 29, 76-85.
Lampe, C., Ellison, N. ve Steinfield, C. (2006). A
face (book) in the crowd: social searching vs. social browsing. Proceedings of the 20th Anniversary
Conference on Computer Supported Cooperative Work, Banff, Alberta, Canada.
Martinovic, D.
& Zhang, Z. (2012). Situating ICT in the Teacher Education Program:
Overcoming challenges, fulfilling expectations. Teachers and Teacher Education,
28(3), 461-469.
Özmen, F., Aküzüm, C. ve diğ. (2011). Sosyal Ağ
Sitelerinin Eğitsel Ortamlardaki İşlevselliği, 6th International Advanced Technologies Symposium (IATS’11), 16-18
May 2011, Elazığ, Turkey.
Ploderer, B., Howard, S. ve Thomas, P. (2010). Collaboration
on social network sites: amateurs, professionals and celebrities. Computer
Supported Cooperative Work, 19(5), 419–455.
Russell, D., Peplau, L.A. ve Cutrona, C.E. (1980). The
revised UCLA loneliness scale: concurrent and discriminant validity evidence. Journal of Personality and Social Psychology,
39:472–80.
Schmucki, L. ve Meel, S., K.(2010). Social Networking in Education:
Practices, Policies, and Realitie. Aralık 25, 2012 tarihinde
http://www.mmseducation.com/register2010/ adresinden alınmıştır.
Socialbakers (2012). Turkey Facebook Statistics.,
http://www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey Web adresinden 7
Aralık 2012 tarihinde erişilmiştir.
Stanciu, A., Mihai, F. ve Aleca, O. (2012). Social
Networking As An Alternative Environment For Education, Accounting and Management Information Systems, Vol. 11, No. 1, pp.
56–75, 2012.
Starkey,
L. (2010). Supporting the digitally able beginning teacher. Teaching and
Teacher Education. 26 (7) 1429-1438.
Tutgun, A. ve Deniz, L. (2010). Problematic Internet
Usage among Prospective Teachers. International
Educational Technology Conference] (IETC), Volume II, Page 1226, Boğaziçi
University, Istanbul.
Tutgun, A, Deniz, L. ve Moon, Man-Ki (2011). A
Comparative Study of Problematic Internet Use and Loneliness among Turkish and
Korean Prospective Teachers. TOJET (The
Turkish Online Journal of Educational Technology), 10(4), 14-30.
Tutgun Ünal, A. (2012). A Study on Characteristics of
Internet Use of CEIT Students and Their Preferences, AJIT-e: Academic Journal of Information Technology, 3(6), 22-41.
TÜİK (2011).
Bilgi Toplumu İstatistikleri, http://www.dpt.gov.tr/DocObjects/View/12808/Bilgi_Toplumu_Istatistikleri_2011.pdf web adresinden 12 Ocak 2013 tarihinde
erişilmiştir.
Usluel, Y.K. ve
Mazman, S.G.(2009). Sosyal Ağların Benimsenmesi Ölçeği, Eğitim Bilimleri ve Uygulama, 8 (15), 139-160.
Vitkauskaitė,
E. (2011). Cultural Adaptation Issues In Social Networking Sites, Economics And
Management, 2011: 16.
Vural, Z.B. ve Bat, M. (2010). Yeni Bir
İletişim Ortamı Olarak Sosyal Medya: Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine
Yönelik Bir Araştırma, Journal of Yasar University, 20(5), 3348-3382.
DİZİN
İÇİN ANAHTAR SÖZCÜKLER:
Sosyal ağlar, sosyal paylaşım, öğretmen adayları, yalnızlık, Facebook,
Twitter
Cite:
·
Köroğlu, O. & Tutgun Ünal, A. (2013).
Öğretmen Adaylarının Sosyal Ağları Benimseme Düzeyleri İle Yalnızlık Düzeyleri
Arasındaki İlişki, Yeni Medya
Çalışmaları: Kuram, Yöntem, Uygulama ve Siyasa I. Ulusal Kongresi, Kongre
kitabı (ISBN 978 - 605 - 62169 - 3 – 0), sf: 161, Kocaeli Üniversitesi,
Kocaeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder