29 Nisan 2015 Çarşamba

SOSYAL MEDYA BAĞIMLISI MISINIZ?

Alkol bağımlılığı, sigara bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı, online seks bağımlılığı derken şimdilerde internet üzerinden ulaşılan sosyal ağlara bağımlılık konuşulmaya başladı. 


Her çağda yeni bir bağımlılık türü fenomen haline gelip, psikologlar açıklamalarda bulunurken, şimdilerde teknoloji tabanlı yeni trend bağımlılık türleri ortaya çıktı ve daha disiplinler arası çalışılmaya başlandı. Cep telefonu bağımlılığı, internet bağımlılığı gibi ister teknoloji tabanlı olsun, isterse alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi diğer bağımlılık türleri olsun, aslında ortak noktada buluşmalarını sağlayan pek çok benzer özellikleri taşıyorlar. Burada söz konusu bağımlılık türlerini ele alırken, her yaş grubundan bireyleri ve özellikle gençleri kapsama alanına alan sosyal medya bağımlılığını anlamaya çalışacağız.

İnsanların davranışları bir takım psikolojik sorunlar üretebiliyor. Bu sorunlardan birisi de bağımlılıktır. Az ve kalitesiz uyku, aşırı zihinsel meşguliyet, duygu durumunu düzenleme, kullanımı kontrol etme veya limit koyma hakkında tekrarlayan düşünceler, limit koymada başarısızlık ve her seferinde aynı dozda kullanıma devam etme gibi günlük yaşamı doğrudan etkileyen olumsuzluklar pek çok bağımlılık türüne adapte edilebilecek ortak özellikler olarak rapor edilmektedir [1,2]. Öyleyse bağımlılık, kişinin yaşamındaki her alanı olumsuz etkileyen, günlük yaşamında aksamalara yol açarak kişiye zarar veren psikolojik bir sorun olarak tanımlanabilir. Bu tanımı sosyal medyaya adapte edersek; “Sosyal medya bağımlılığı, bilişsel, duyuşsal ve davranışsal süreçler ile gelişerek kişinin hayatındaki özel, iş/akademik, sosyal alan gibi günlük yaşamının pek çok alanında problemlere yol açan psikolojik bir sorundur” şeklinde tanımlamayı tercih ediyorum.

Araştırmacılar, sosyal ağlarda bulunma isteğini, uyuma ve dinlenme isteğinin üstünde olduğuna ve bunun sosyal felaket olduğuna dikkat çekiyor [3]. Çünkü alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi maddeye bağlı bağımlılık türlerindeki tedavi sürecinde bağımlı kişiler bağımlılık yapan maddeden uzak kalabilirken, hayatımızın içinde yer alarak bütün iş yapış şekillerimizde alışkanlık haline gelen internetten, internet bağımlılığı tedavi sürecinde uzak durulması pek mümkün değildir. Bu yönüyle uzamanlar, internet bağımlılığını alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi diğer bağımlılık türlerinden daha zararlı görüyor. 

Bilim adamları, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerden oluşturulmuş bir kombinasyonun (biyopsikososyal yaklaşım) bağımlılık etiyolojisine ve aynı zamanda sosyal medya bağımlılığına katkı sağlayacağını ileri sürüyor [4,5]. Bu doğrultuda, sosyal medya bağımlılığının diğer maddeye bağlı bağımlılıkların ve davranışsal bağımlılıkların etiyolojik çerçevesi ile ortak noktada buluştuğu söylenebilir.

Günümüzde web 2.0 teknolojileriyle birlikte sosyal medya uygulamalarının popülerliğini sürdürdüğünü görüyoruz. Daha önceleri internet kullanım oranları, amaçları, alışkanlıkları vs. araştırılırken, şimdilerde sosyal medya uygulamaları spesifik olarak araştırılıyor. Bunun sebepleri incelendiğinde, sosyal medyanın bireyleri yerellikten küreselliğe taşıması, iletişim şeklinde yarattığı dönüşümler, günlük hayatta ulaşılamayan bürokrat, sanatçı vs. kişilerle iletişim kurma olanakları, sosyal kimlik, kullanım kolaylığı gibi pek çok sebep sıralanabilir. Peki, sosyal medya internetten başka bir şey midir? Sosyal ağlar internet üzerinden yürütülen uygulamalar olduğundan internetten bağımsız düşünülemez. Ancak içeriğinde sosyallik barındırmasıyla ayrıldığı söylenebilir.

Sosyal medya kullanımında Ülkemizin konumu araştırıldığında, Facebook kullanıcı sayısının 30 milyonu aşmış olması, bu mecraların yoğun kullanıldığını ortaya koyuyor [6]. Sosyal medya uygulamalarının popülerliği üzerine yapılan bir araştırmada, gençlerin %89’unun Facebook, %75,5’inin Twitter, %48,5’inin diğer sosyal ağlarda hesabı olduğu bulundu [7]. Bu sıralamalar günden güne değişecektir. Örneğin; popüler fotoğraf paylaşım platformu Instagram, Facebook tarafından satın alındıktan sonra değerini 35 kat arttırdığı söyleniyor [8]. Ayrıca, gençlerin yaşça büyüklerin Facebook’a yönelmesindeki artış nedeniyle Twitter’a yoğunlaştıklarını gözlemlemeye başladık. Şunu belirtmekte yarar var ki;  sosyal ağlar en yoğun olarak gençler, diğer bir ifade ile ağ nesli tarafından kullanılıyor. Ağ neslinin daha çok hem cinsleri ve karşı cinsleri ile yakın ilişkiler sağlamak amacıyla sosyal ağları yoğun bir şekilde kullandığı düşünüldüğünde, sosyal medya bağımlılığının öncelikle gençlerle birlikte yürütülmesi önemli görülüyor. 

Sosyal medya bağımlılığı bir çeşit internet bağımlılığı olduğundan ve sosyal medya kullanımı hızlı bir şekilde arttığından, olası bir bağımlılığı değerlendirmek için psikometrik olarak ortaya çıkan süreçlere gereksinim duyulmaktadır. Yapılan güncel çalışmalar Facebook özelinde sosyal medya bağımlılığını ortaya çıkaracak ölçme araçlarını üretme girişimindeler. Yapılan çalışmalar incelendiğinde, göze çarpma (salience), duygu durum düzenleme (mood modification), tolerans (tolerance), geri çekilme (withdrawal), çatışma (conflict), ve tekrarlama (relapse) gibi bağımlılık boyutlarının rapor edildiği görülüyor [9,10]. Geliştirilen Facebook bağımlılığı ölçeklerinde genel olarak bu boyutlar altında maddeler yer alıyor. Fakat sosyal ağlar, içerisinde farklı türden özellikleri barındıran Facebook, Twitter, Instagram gibi uygulamalara ayrılmakta ve her birine özgü kullanıcı profili farklılık göstermektedir. Facebook ise, bahsi geçen uygulamalardan yalnızca bir tanesi. Bu bağlamda ele alındığında, sosyal medya bağımlılığını daha geniş ele alacak bir ölçme aracına ihtiyaç var.

Sosyal medya bağımlılığı üzerine ölçek geliştirme çalışmalarının yanı sıra, klinik birtakım çalışmalar da yapılmakta. Buna göre, sosyal medya bağımlılığının belirleyicileri ve ek tanıların araştırılması önemli görülüyor. Örneğin, hem işkolik hem sosyal medya bağımlısı veya hem madde bağımlısı hem sosyal medya bağımlısı gibi. Mason (2010)’un araştırmasında, kentte oturan ve madde kullanan ergenlerin sosyal medya kullanımları araştırıldı. 301 madde kullanıcısı ergenin katıldığı araştırmada, sosyal medya kullanım kalitesinin, okulla ilgili problemleri etkilediği ve her iki değişkenin de madde kullanımını etkilediği bulundu [11].

Sundstrom (2013)’ün raporuna göre, aileler, çocuklarının çoğunlukla sosyal medyaya bağımlılıklarından kaynaklanan endişe ve depresyonlarına yardımcı olabilmek için pahalı çözümler arayışına girdi. Buna göre, Peregian’ın entegre yaşam merkezi, 10 günlük program için 9500 Amerikan doları ödemeye hazır insanlarla baş edemez hale gelmiş ve bu merkez zengin muhitlere kadar ün salmış durumda. Söz konusu entegre yaşam merkezinin sahibi, 12 yaşa kadar küçük çocukların bile yardıma ihtiyacı olduğunu ve pek çok ebeveynin sosyal medya, Facebook ve ipod’ların çocuklarının zihinsel sağlığı üzerinde etkili olduğunu belirttiğini bildiriyor. Ayrıca, söz konusu aşırı internet kullanımından uzaklaşma gereksiniminde olanlar sadece çocuklar değil, yetişkinler de “Maleny’s Fountainhead” Organik Sağlık Merkezindeki 7 günlük program için 3500 Amerikan doları, 28 günlük program için 194,50 Amerikan doları ödüyor [12]. Raporda, özellikle çalışan annelerin çocuklarının eline akıllı telefon ve tabletler vermesinin sakıncalı olduğu belirtilirken, söz konusu teknolojilerin, ergenler için kendi özdeğerlerini etkiledikleri vurgulanıyor.

Aslında sosyal medya bağımlılığı pek çok bağımlılığı da içerebiliyor. Örneğin, bir araştırmada mobil cihazlardan sosyal medya sitelerine bağlanma oranlarının üniversite türüne göre farklılaştığı görüldü. Buna göre, devlet üniversitesi öğrencilerinin % 73’ü mobil cihazlardan sosyal ağlara bağlanırken, vakıf üniversitesi öğrencilerinin % 85,8’i mobil cihazlardan erişim sağlıyor [13]. Buradaki kullanım oranları şunu düşündürüyor; eğer bir birey cep telefonu bağımlısıysa aynı zamanda sosyal medya bağımlısı olabilir. Yine internet bağımlılığı olan kişilerde, internete cep telefonundan eriştiği düşüldüğünde, cep telefonu bağımlılığı gelişebilir. Bunun için teknoloji içerikli davranışsal bağımlılık türlerinde bağımlılığın belirleyicileri iyi seçilmelidir. Bu da bireysel çalışmalar ile mümkün olabilir. 

Özetlemek gerekirse, sosyal medya bağımlılığının belirleyicileri ile ek tanılarının diğer bağımlılıklar ile birlikte incelenmesi, bu bozuklukların zihinsel bir sağlık problemi olup olmadığını anlamak, ilişkili durumlarını dikkate almak, yardım tedavisi ve önlem çabaları için gerekli bulunmaktadır.

Uzmanlar, sosyal medya araçlarının ‘bağımlılık’ derecesinde kullanımının anksiyeteye yani kaygı bozukluğuna neden olabileceğine dikkat çekerken, normal dozda kullanmayanlarda sosyal alanda iletişimle ilgili problemler, depresif bir yapı olabileceğini belirtiyor. Buna ek olarak, insanların ilgilendikleri aktiviteler onları sosyal medya bağımlılığına sürükleyebilir. Bununla ilgili, sosyal medya ile kumar oynama, sosyal medya ile oyun arasındaki ilişki araştırılıyor. Örneğin, sosyal medya üzerindeki çevrimiçi poker uygulaması ve çevrimiçi poker gruplarının oldukça popüler bulunduğu bir araştırmaya ve farmville gibi sosyal medya oyunlarına bağımlılık ile ilgili bir rapora rastlanmaktadır [14,15]. Böylece, sosyal medya bağımlılığında bağımlılığın sosyal medyanın sunduğu içeriğe mi yoksa genel olarak sosyal medyanın kendisine mi olduğu sorusu halen tartışılmaya devam ediyor.

Tüm bu tartışmalar devam ederken, Gothenburg üniversitesindeki İsveç bilim adamları 1000 öğrenci üzerinde gerçekleştirdikleri Facebook anketinde, katılımcıların %85’inin Facebook’a her gün bir kez girdiğini ortaya çıkarmış olup, katılımcıların yarısının siteye bağlanmadıkları zaman sosyal anlamda bir şeylerden geri kaldıklarını hissettikleri bulundu. 18-34 yaş aralığındaki kadınlara uygulanan çalışmada, %34’ünün sabah uyandıklarında tuvalete bile gitmeden önce Facebook’a bağlandıkları ve %39’unun kendisini Facebook bağımlısı olarak tanımladıkları bulundu [16].Fakat Facebook özelinde yapılan bu tür çalışmaların, diğer sosyal medya uygulamalarını da kapsayacak şekilde yapılması, daha geniş kitleleri kapsaması açısından önemlidir. 

Peki, sosyal medya bağımlılığı araştırmaları nasıl sonuçlandı? Üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilen araştırmada, sosyal medya bağımlılıkları orta seviyenin biraz üzerinde bulunurken, kadınların daha çok duygu düzenleme açısından sosyal medya ile meşgul olduğu, erkeklerin ise sosyal medya ile çatıştığı bulundu. Yani kadınlar sosyal medyadan erkeklere göre daha çok duygusal destek alıyor. Erkekler ise, sosyal medya ile çatışma halinde olduğundan, sosyal medya yaşamlarındaki pek çok alanı olumsuz etkiliyor. Ayrıca, günlük sosyal medya kullanım süresi arttıkça sosyal medya bağımlılık seviyesinin de arttığı ve günde 4 saatten fazla sosyal medya kullananların oranının %30 olduğu ortaya çıktı [17]. Günlük sosyal medya kullanım süresi ile bağımlılık ilişkisini konu alan araştırmalar incelendiğinde, günde 4 saat ve üzeri sosyal medya kullananlarda bağımlılık eğilimi yüksek görülüyor [18]. Yani 4. saatten sonra tehlike başlıyor.

Sosyal medya bağımlısı mıyım diye merak edenler için özetlenmiş küçük bir testimiz var. Bu test geliştirdiğim 41 maddelik sosyal medya bağımlılığı ölçeğinin özeti. Aşağıdaki cümlelerden en az 5’ine katılıyorsanız bir sosyal medya bağımlısı olduğunuzu söyleyebilirsiniz.

1. Yapmam gereken bir iş varsa öncesinde sosyal medyayı kontrol ederim. 
2. Sosyal medyada neler olup bittiğini merak ederim.
3. Kendimi kötü hissettiğimde sosyal medya bana iyi gelir.
4. Kendimi yalnız hissettiğim zamanlarda sosyal medyada vakit geçiririm
5. Sosyal medyayı gün içinde sık sık kontrol ederim.
6. Sosyal medya kullanımını denetim altına almak için yoğun bir istek duyarım
7. Sosyal medyada daha fazla zaman geçirmek için okulla veya işle ilgili çalışmaları ihmal ederim.
8. Sosyal medya kullanımı yüzünden uyku düzenimde değişiklikler/bozukluklar olur.

Sonuç olarak, günümüzde pek çok sosyal medya uygulamasının popülerliği hızla artarken, sosyal medya bağımlılığının sadece Facebook bağımlılığı olarak ele alınamayacağı açıktır. Sosyal medya bağımlılığı daha genel olarak ele alındığında, hangi sosyal medya uygulaması olursa olsun, ortaya çıkan ortak bir bağımlılık sorunu vardır. Sosyal medya bağımlılığının tek başına ele alınması da eşzamanlı görülen bir diğer bağımlılığın gözden kaçırılmasına neden olabilir. Yine de küçük ölçeklerle kendinizi belirli aralıklarla test etmeniz faydalı olacaktır.


Aylin TUTGUN ÜNAL


KAYNAKLAR
[1] Çam, E. & İşbulan, O. (2012). A New Addiction for Teacher Candidates: Social Networks, The Turkish Online Journal of Educational Technology (TOJET), 11 (3), 14-19.
[2] Young, K.S. (2007). Cognitive Behavior Therapy with Internet Addicts: Treatment Outcomes and Implications, Cyberpsychology & Behavior, 10 (5), 671-679.
[3] The Telegraph, (2012). Facebook and Twitter 'more addictive than tobacco and alcohol', http://www.telegraph.co.uk/technology/news/9054243/Facebook-and-Twitter-more-addictive-thantobacco-and-alcohol.html web adresinden 09 Kasım 2013 tarihinde erişilmiştir.
[4] Griffiths, M. D. (2005). A “components” model of addiction within a biopsychosocial framework, Journal of Substance Use, 10, 191-197.
[5] Shaffer, H.J., LaPlante, D.A., LaBrie, R.A., Kidman, R.C., Donato, A.N., & Stanton, M.V. (2004). Toward a syndrome model of addiction: Multiple expressions, common etiology.  Harvard Rev. Psychiat, 12, 367-374.
[6] Socialbakers (2013). “Turkey Facebook Statistics”, www.socialbakers.com/facebook-statistics/turkey  web adresinden 22 Ocak 2013 tarihinde erişilmiştir.
[7] Akyazı, E. & Tutgun Ünal, A. (2013). İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Amaç, Benimseme, Yalnızlık Düzeyi İlişkisi Bağlamında Sosyal Ağları Kullanımı, Global Media Journal TR, 3(6), 1-24.
[8] DijitalHayat.Tv (2014). http://dijitalhayat.tv/dijital-dunya/dijital-ticaret/instagram-2-yilda-degerini-35-kat-artirdi  web adresinden 24 Aralık 2014 tarihinde erişilmiştir.
[9] Andreassen, C.S (2012). Development of a Facebook Addiction Scale, Psychological Reports, 2012, 110, 2, 501-517.
[10] Brown, R. I. F. (1993). Some contributions of the study of gambling to the study of other addictions. In W. R. Eadington & J. Cornelius (Eds.), Gambling behavior and problem gambling. Reno, NV: Univer. of Nevada Press. Pp. 341-372.
[11] Mason, M. J. (2010). Mental Health, school problems and social networks: Modeling urban adolescent substance use. Journal of Primary Prevention, 31 (5-6), 321-331.
[12] Sundstrom, K. (2013). Boom times for social media addiction centres, Newspaper: Sunshine Coast Daily.
[13] Akyazı, E. & Tutgun Ünal, A. (2013). İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Amaç, Benimseme, Yalnızlık Düzeyi İlişkisi Bağlamında Sosyal Ağları Kullanımı, Global Media Journal TR, 3(6), 1-24.
[14] Griffiths, M.D. & Parke,  J.  (2010). Adolescent gambling on the Internet:  A review.  Int.  J.  Adol.  Med. Health, 22, 58-75.
[15] Griffiths, M.D. (2010). Gaming in social networking sites: A growing concern? World Online Gambl. Law Rep., 9, 12-13.
[16] Abhijit, N. (2011). Facebook Addiction, http://www.buzzle.com/articles/facebook-addiction.html web adresinden 5 Kasım 2013 tarihinde erişilmiştir.
[17] Tutgun Ünal, A. (2014). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medya Bağımlılığı, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
[18] Wu, Pi-Chu (2013). Addictive behavior in relation to the happy farm facebook application. Social Behavior and Personality, 41(4), 539-554.

24 Nisan 2015 Cuma

Merhaba

Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, ilköğretim ve lise eğitimini Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde tamamladıktan sonra 2002 yılında İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Programı’na başlamış, 2006 yılında lisans eğitimini bölüm 3.’sü olarak tamamlamıştır. 2009 yılında yine Marmara Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans mezunu olmuştur. 2015 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı bünyesinde bulunan Bilişim Bilim Dalı’nda doktora eğitimini tamamlamıştır. 2021 yılında Doçentliğini “İletişim Çalışmaları” alanında almıştır. İstanbul’da pek çok üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır. Şu an Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak yer almaktadır. Bununla birlikte, Çözüm Odaklı Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkez (ÜSÇÖZÜM) Müdürü ve Ölçek Geliştirme Koordinatörü olarak çalışmalarını yürütmektedir. Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal’ın çok sayıda Ölçek Geliştirme Çalışması ve Kitap/Kitap Bölümü Yayını bulunmaktadır. ARGE çalışmaları kapsamında Kamu Kuruluşları ve Milli Eğitim Müdürlükleri ile gençlere yönelik dijitalleşme ve sosyal medya/dijital okuryazarlık konularında projeler yürütmektedir. Popüler kitapları: Metaverse Dijital Oyun Psikolojisi (2022), Sosyal Medya Psikolojisi (2021), Dijital Sağlık Okuryazarlığı (2021) ve Sosyal Medya: Etkileri, Bağımlılığı, Ölçülmesi (2020). Yeni medya, sosyal medya, sosyal medya bağımlılığı, dijital iletişim, sosyal medya okuryazarlığı, kuşaklar, Z kuşağı ve gençlik araştırmaları, kadın çalışmaları ile ölçek geliştirme üzerine çalışmaktadır. Şimdilerde Metaverse ve Eğitim İlişkisi kapsamında “Metaverse Öğretim Mimarisi” üzerine birtakım çalışmalar yürütmektedir.